Relate İndir, İyi Hissetme Yolculuğuna Hemen Başla!

Yas Tutmanın Süresi ve Atlatma Yolları

Yas Tutmanın Süresi ve Atlatma Yolları

5/3/2024
Yazan:
Aydan Albayrak
Düzenleyen:
Psikolog Rengim Lal
Yas Tutmanın Süresi ve Atlatma Yolları

Hayatımız boyunca yeni insanlarla tanışıyor, farklı işlere giriyor ve değişik tecrübeler ediniyoruz. Benzer şekilde, bazı arkadaşlıklarımızı bitirebiliyor, işimizden ayrılabiliyor ve yakınlarımızı kaybedebiliyoruz. Bu ayrılıkların kimi bizi pek etkilemezken kimi hayatımızda bir dönüm noktası olabiliyor. Bizi derinden etkileyen kayıplarımız sonrasında insan olmamızın doğal bir parçası olarak yas tutuyoruz. Belli ki yaşadığımız ayrılığı, kaybı atlatabilmek ve iyileşebilmek için yas sürecine ihtiyaç duyuyoruz. Peki, yas sürecimizde neler deneyimliyoruz? Yas tutmak ne kadar sürüyor ve biz bu süreci nasıl atlatıyoruz? Gelin, hayatımızın bir parçası olan yas sürecine beraber biraz daha detaylı bakalım! 

Yas Nedir?

Yas, bizim için önemli olan bir kaybın sonrasında yaşadığımız doğal acı sürecine deniyor. Bu kayıp, sevdiğimiz birinin ölümü olabileceği gibi bir ilişkinin sonlanması veya bir iş kaybı şeklinde de olabiliyor. Yani yas tutmak, sadece bir kişinin kaybından değil; bir nesnenin, durumun veya pozisyonun kaybından ötürü de olabiliyor. Aynı şekilde yas süreci, hepimizin yaşadığı evrensel bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Hayatta ölüm ve diğer kayıpların kaçınılmaz olduğu kadar yas tutmak da kaçınılmaz oluyor. Nasıl deneyimlediğimizden bağımsız bir şekilde yas tutmak, kaybımızdan sonraki hayatımıza adapte olabilmemiz ve iyileşebilmemiz için önemli bir yerde duruyor.

Üzüntü ile Yas Arasındaki Farklar Nelerdir?

Peki, yas tutmanın üzülmekten ne farkı var? Üzüntü ile yası birbirinden nasıl ayırt edebiliriz? Üzüntü, basitçe mutsuzluk ve modumuzun düşük olması şeklinde tanımlanan bir duyguyken yas ise tek bir duygu değil de birden fazla duyguyu içinde barındıran bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Yas tutmak, üzüntüyü de içinde barındıran bir süreç olduğu için bazen ikisi birbirine karıştırılabiliyor. Ancak yas sürecinin barındırdığı keder, genellikle günlük hayatımızda hissettiğimiz üzüntüden çok daha derin ve uzun süreli oluyor. Hatta bu keder bizi başka şeylerden keyif almaktan alıkoyarak günlük hayatınızı da önemli derecede etkileyebiliyor. 

Bunun dışında, yas tutmak, içinde üzüntü dışında başka duygular da barındırıyor. Yas tutarken pişmanlık, özlem, öfke, şaşkınlık veya boşluk hislerini deneyimleyebiliyoruz.

Yas Tutmanın Aşamaları Nelerdir?

Yas sürecinin, farklı duygular barındırdığından ve herkes için farklı şekilde ilerleyebileceğinden bahsettik. Peki, bu süreç baştan sona hiç değişmeden doğrusal bir şekilde mi ilerliyor? Gelin, birlikte yas tutmanın 5 aşamasına bir göz atalım:

İnkar

Yaşadığımız büyük kayıp, bizim için bir anda kaldırılamayacak kadar ağır bir yük olabiliyor. Daha dün sahip olduğumuz işe, eve veya ilişkiye bugün sahip olmamak ya da birkaç gün önce görüştüğümüz bir yakınımızın bugün bizimle olmaması gerçeği bizde dünyamızın altüst olduğu hissini uyandırabiliyor. Bu yüzden, hayatımızdaki bu köklü değişimin yarattığı duygusal acıyı sindirmek ve değişen gerçekliğimizi kabullenmek için zamana ihtiyaç duyuyoruz. Yas sürecinin ilk aşaması olan inkar bu ihtiyacımızı karşılayan bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkıyor. Kaybımızı inkar etmek aslında yeni gerçekliğimizi sindirebilmek için bize zaman kazandırıyor. Peki, inkar içinde olduğumuzu nasıl anlarız? İnkar sürecinde neler yaşayabiliriz?

  • Şok veya hissizlik
  • Kafa karışıklığı ve dikkat dağınıklığı yaşamak
  • Normalden fazla ya da az uyumak
  • Kendini sürekli bir işle meşgul etmek
  • İyi olduğunu ve her şeyin yolunda olduğunu söylemek
  • Kaybın yaşandığına inanmamak ve hatta kaybı unutmak
  • Boşanma sonrası evlilik yüzüğünü çıkarmak istememek
  • Birazdan kapıdan gelecekmiş gibi hissetmek
  • “Yarın arayıp barışmak ister.” ya da “Beni zaten işe geri çağırırlar.” gibi düşüncelere sahip olmak

Kızgınlık

Bir kaybın ardından yeni bir gerçekliğe alışmaya çalışmak huzursuz hissettirebiliyor. Bu da bizi yas tutmakta ikinci aşama olan “öfke”ye getiriyor. Bu aşama yas sürecinde baş etmekte ve kabullenmekte zorlandığımız duyguları maskelemimizi sağlıyor. Yani bu süreçte hissettiğimiz öfke, aslında başka duygularımızı gizliyor olabiliyor. Aynı şekilde, elimizde olmayan durumların bizde yarattığı çaresizlik hissine karşı da kontrol elimizdeymiş hissi sağlıyor. Peki bu öfkeyi kime yöneltiyoruz? Yas sürecinde, kaybettiğimiz insana kızgın olabileceğimiz gibi dünyaya, Tanrı’ya veya kendimize de öfke duyabiliyoruz. Bunun dışında, tüm yas tutma süreci boyunca görüldüğü gibi, kızgınlık aşaması da kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Kimimiz bu süreci daha yoğun bir öfkeyle geçirirken kimimiz öfkeden çok daha dargın hissedebiliyoruz. Haydi şimdi birlikte kızgınlık sürecinin belirtilerine bakalım:

  • Sabırsızlık ve huzursuzluk
  • Karamsarlık ve hayal kırıklığı
  • Haksızlığa uğramışlık hissi
  • Duygusal dengesizlik
  • Agresiflik ve kendine ve çevreye zarar verici davranışlar
  • İntikam alma isteği
  • “Bu neden benim başıma geliyor?” ve “Kimse beni anlamıyor!” gibi düşünceler

Pazarlık

Yas sürecinin üçüncü evresi olan pazarlık da kızgınlık evresi gibi içinde bulunduğumuz çaresizlik hissine karşı bize bir kontrol hissi sağlıyor. Pazarlık aşamasında sık sık geçmişi düşünüp o kişiyi, ilişkiyi veya işi kaybetmediğimiz alternatif senaryolar üzerinde duruyoruz. Neden böyle olduğuna dair kendimizde hata arıyor ve pişmanlıklarımıza odaklanıyoruz. Acaba kurtarabilir miydik bu kişiyi? Böyle olmasını engelleyebilir miydik? Ayrıca bu evrede, içinde bulunduğumuz ağır yükten kurtulmak için de kendimizle veya Tanrı’yla pazarlığa girebiliyoruz. Örneğin, işe geri alınırsak bir daha geç kalmayacağımıza ya da ağır hasta bir yakınımız iyileşirse çok daha iyi bir insan olacağımıza söz verebiliyoruz. Pazarlık aşamasında gözlemlediğimiz özellikler şunlar olabiliyor:

  • Suçluluk ve pişmanlık 
  • Korku ve endişe
  • Sık sık alternatif senaryoları düşünmek
  • Kendini cezalandırma davranışları
  • Kendini veya başkalarını yargılamak
  • “Keşke…” veya “Ya şöyle olsaydı…” diye başlayan düşünceler

Depresyon

Yas tutmakta bir sonraki aşama olan depresyon; inkar, öfke ve pazarlıktan sonra gerçeği görmeye başladığımız evreye deniyor. Depresif hissetmek, bizim için değerli bir şeyi kaybettikten sonra deneyimlediğimiz doğal ve kaçınılmaz bir durum oluyor. Kabullenme aşamasından önceki son adım olan depresyon evresinde artık yaşadığımız kaybı açıkça görüyor ve onu geri getiremeyeceğimizi anlıyoruz. Bu farkındalıkla baş etmek çoğumuz için zor olabiliyor. Bu süreçte kaybımızla yüzleşmek ve bastırdığımız duygularla başa çıkmak için yalnız kalmayı tercih edebiliyoruz. Bu nedenle, depresyon süreci genellikle diğerlerine göre daha sessiz bir süreç oluyor. Peki yas tutmanın bu aşamasında bizi neler bekliyor?

  • Yalnızlık ve umutsuzluk
  • Bütün gün uyumak ya da yataktan çıkmamak
  • Sık sık ağlamak
  • Kaybımızın hatırlatıcılarından kaynaklanan yoğun bir keder
  • Kendi kendine kalma isteği
  • Yorgunluk ve düşük enerji

Kabul

Yas sürecimizin son aşaması kabullenme oluyor. Kabul aşaması, kaybımızı unuttuğumuz ve acımızı tamamen aştığımız bir yer olmuyor. Bu evrede de üzülmemiz ve özlem duymamız çok anlaşılır oluyor. Bu evrede bu hislerimizle savaşmıyor, onları olduğu gibi kabul ediyoruz. Artık yaşadığımız kaybı anlayıp hayatımızdaki yerini konumlandırıyoruz. Kötü günler gibi güzel günlerin de olduğunu ve hayatımızın devam ettiğini görebiliyoruz. Bir ayrılık yaşadıysak ilişkiyi bitirmenin bizim için sağlıklı bir karar olduğunu fark edebiliyoruz veya işten çıkarılmanın kariyerimizin sonu olmadığını anlayıp kendimize yeni bir iş bakmaya başlıyoruz. Bir yakınımızı kaybettiysek onunla geçirdiğimiz güzel zamanlar için kendimizi şanslı hissedebiliyoruz. Yas sürecinin kabul aşamasında şunları görebiliyoruz:

  • Hayata karşı umut beslemek
  • Yeni anlamlar bulmaya çalışmak
  • Kendimize şefkatle yaklaşmak
  • Kendimizi daha rahat ve güvende hissetmek
  • Etrafımızdakilerle iletişim kurmak

Yas Sürecini Nasıl Atlatabiliriz?

Hepimizin yas süreci farklı olduğu gibi bize bu süreçte iyi gelen şeyler de farklılık gösteriyor. Bu süreçte kendimizi dinlemek ve neyin bize iyi gelip gelmeyeceğini görmek önemli oluyor. Yardımı dokunabilecek birkaç maddeyi buraya sıralayabiliriz: 

  • Bu sürecin doğal olduğunu hatırlamak ve kendimize yas tutmak için izin vermek
  • Sosyal desteğin önemini fark etmek ve sevdiklerimizle birlikte olmak
  • Bu sürecin geçici olduğunu hatırlayıp kendimize zaman tanımak
  • Bizimle aynı acıyı paylaşan birileriyle konuşmak
  • Duygularımızı anlamaya çalışıp dışa vurmak (yazmak, çizmek vb.)
  • Kayıptan önceki zamanımıza pozitif bakmaya çalışmak (Bu kişi/iş bize neler kattı?)
  • Kaybımızı anmak için bize anlamlı gelen bir ritüel gerçekleştirmek
  • İhtiyacımız olduğunda profesyonel destek almak

İdeal Yas Süresi Ne Kadardır?

Yas tutmak evrensel olduğu kadar aynı zamanda bireysel de bir deneyim oluyor. Hepimizin yas süreci ve süresi farklı ve kendimize özel seyrediyor. Kimimiz yas tutma aşamalarını sırasıyla yaşıyorken kimimiz bir aşamayı atlayabiliyor veya tekrarlayabiliyoruz. Hatta tek bir kişinin farklı kayıplar sırasında deneyimlediği yas süreçleri de değişkenlik gösterebiliyor. Araştırmalar yas sürecinin genellikle altı aydan sonra hafiflediğini ve bir ila iki yıl arasında varlığını sürebildiğini öne sürse de herkesin bu süreci yaşama şekli ve süresi kendine özgü oluyor. Bu nedenle, yas tutmanın genelgeçer bir ideal süresinden bahsetmek doğru olmuyor. Ancak zaman geçtikçe acımızın hafiflemediğini görüyorsak bir uzmandan yardım almanın iyi olabileceğini de unutmayalım.

Yas Tutan Sevdiklerimize Nasıl Destek Olabiliriz?

Yas sürecindeki kişi biz olabileceğimiz gibi çevremizdeki biri de olabilir. Peki, yas tutan birinin nasıl yanında olabiliriz? Öncelikle kendimize şunu hatırlatalım: Yas tutmak zamana yayılan bir süreç olabiliyor ve bizim söylediğimiz ya da yaptığımız bir şeyle hemen geçmemesi anlaşılır oluyor. Elimizden geldiğince o kişinin yanında olsak da bazen bu yeterli olmayabiliyor. Buna rağmen, yas tutan kişiye verdiğimiz destek çok kıymetli oluyor. Ona ihtiyacı olduğunda yanında olacağımızı belirtebilir ve yasını tutması için ona güvenli bir alan açabiliriz. 

Bazen iyi niyetle yaptıklarımız yas tutmakta olan yakınımızın sürecini zorlaştırabiliyor. Bu nedenle, bu süreçte yapabileceklerimiz kadar yapmamamız gerekenleri de bilmemiz önem taşıyor. Mesela, yas tutan kişiyi konuşmaya zorlamak yerine, hislerini paylaşmak istediğinde yanında olacağımızı ona hatırlatmak daha iyi olabilir. Bunun yanı sıra, umut dolu yorumlar yapmak veya mizahla ortamı yumuşatmaya çalışmak, o kişiye acısının görülmediğini hissettirebiliyor. Ona artık iyi hissetmesi gerektiğini, üzülmemesi ve kendini toparlaması gerektiğini söylemek de yardım etmek yerine üzerinde baskı kurarak sürecini zorlaştırabiliyor. Bunun yerine, o kişiye zaman tanıyıp ihtiyacı olduğunda bize gelmesini beklemek daha iyi bir tercih olabiliyor.

Yas sürecinde yalnız değilsin #RelateYanında!

Yas tutmak, her birimiz için farklı bir süreç olsa da hepimiz için zor. Eğer yakın bir zamanda senin için zor bir kayıp yaşadıysan ve zor duygularla boğuşuyorsan Relate uygulamasına girip “Zor Duygularla Baş Etmek” yolculuğuna başlayabilirsin. Unutma, bu süreci yalnız geçirmek zorunda değilsin. İhtiyacın olduğunda Relate yanında!

Bu ve benzeri konularda daha fazla bilgi edinmek için şimdi kendine Relate üyeliği hediye et! Hemen edindiğin bilgileri hayatına uygulamaya ve daha iyi hissetmeye başla.
RELATE'İ ÜCRETSİZ İNDİR

Diğer Blog Yazılarımız:

DİĞER YAZILAR