Araştırmalara göre obsesif kompulsif bozukluk depresyon, madde kullanımı ve sosyal fobiden sonra en yaygın görülen dördüncü mental sağlık sorunu. Bu kadar yaygın görülmesine karşın “Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusunun cevabıyla ilgili çok fazla karışık bilgi ve yanlış etiketlemelerle karşılaşabiliyoruz. Deneyimleyen kişilerin hayatlarında oldukça yıpratıcı etkilere sahip olabilen bu durumu daha iyi anlamak adına bu yazımızda “Obsesif kompulsif bozukluk nedir?”, “Belirtileri nelerdir?” ve “Tedavi yöntemleri nelerdir?” sorularını ele alıyoruz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?
Hepimizin bazı konularla ilgili daha hassas veya kaygılı olduğu zamanlar olabiliyor. Bazılarımız daha temkinli, daha detaycı, daha düzenli olabiliyorken bazılarımız daha mükemmeliyetçi düşünce ve davranış kalıpları sergileyebiliyor. Hatta kimi zaman böyle durumlarda çevremizden “Bu konuya taktın!”, “Obsesif misin?”, “Takıntılı takıntılı davranma!” gibi cümleler duyabiliyoruz. Çevremizden gelen bu yorumlar obsesif kompulsif bozukluk belirtilerine atıfta bulunsalar da obsesif kompulsif bozukluk basit bir takıntıdan, dönemsel olarak zihnimizi meşgul eden ya da diğer konulara göre daha hassas olduğumuz bir konudan çok daha fazlası.
Obsesif kompulsif bozukluk, obsesyonların ve/veya kompulsiyonların egemen olduğu bir mental sağlık sorunu olarak tanımlanıyor. Obsesyonlar istenmeyen, tekrarlayan ve ısrarcı olan düşünceler oluyor. Kompulsiyonlar ise kişinin tamamlanmışlık duygusu hissetmek için katı kurallar çerçevesinde gerçekleştirmek zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlar ya da zihinsel eylemler oluyor.
“Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusunun cevabını daha iyi anlayabilmek için “obsesyon” ve “kompulsiyon” kavramlarını ayrı ayrı incelememiz yararlı olabilir.
Obsesyon Nedir?
Obsesyonlar istem dışı ve tekrarlı bir şekilde zihnimize giren sıkıntı veren şüphe, imge veya dürtüler olarak tanımlanıyor. Bu takıntılı düşünce kalıpları çoğunlukla kişisel değerlerimize aykırı bir şekilde gelişiyor. Bu duruma “egodistonik” adı veriliyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler genellikle bu istenmeyen düşünceleri mantıksız, aşırı veya gerçek dışı bularak bu düşüncelere direnmeye ya da onları bastırmaya çalışıyorlar.
Kompulsiyon Nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk yaşayan bir kişinin obsesyonlarına karşı geliştirdiği ve gerçekleştirmek zorunda hissettiği davranış kalıplarına veya zihinsel eylemlere kompulsiyon deniyor. Kompulsiyonların bazıları defalarca ocağın kapalı olup olmadığını kontrol etmek gibi dışarıdan gözlenebiliyor. Öte yandan belirli bir cümleyi zihinde tekrarlamak gibi kişinin daha çok kendi içerisinde gerçekleştirdiği ve dışarıdan gözlenmesi zor olan eylemler de olabiliyor. Çoğunlukla kompulsiyonların amacı obsesyonun yarattığı kaygı ve sıkıntıyı ortadan kaldırmak ya da korkulan bir durumu önlemek oluyor. Bu nedenle kişi, bu davranışları gerçekleştirmediğinde kendini sıkıntılı hissedebiliyor. Gerçekleştirilen bu davranışlar kaygı veren duruma kıyasla abartılı veya gerçek dışı olabiliyor. Kimi zaman kompulsiyonlar o kadar düzenli ve zaman alır bir hale geliyor ki onları ritüel olarak adlandırabiliyoruz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hepimizin dönem dönem obsesyona benzeyen düşünceleri veya kompulsif karakter taşıyan davranışları olabiliyor. Bu noktada obsesif kompulsif bozukluk ve zihnimizi meşgul eden bazı kaygılara sahip olmak arasındaki fark, bu düşüncelerin günlük hayatımız üzerindeki etkisinde görülüyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişilerin ısrarcı, istenmeyen, katı düşünce ya da davranış kalıpları günlük hayatlarında bozulmalara neden olabiliyor. Eğer bu davranışları gerçekleştirmezlerse kendilerine veya sevdiklerine kötü bir şey olabileceğini düşünüyorlar. Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler ile olmayanların düşünceleri içerik açısından benzerlik gösterse de bu düşüncelere sahip olmakla ilgili endişe seviyeleri birbirlerinden farklı oluyor. Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler bu düşüncelere sahip olmanın tehlikeli, anormal veya ahlaksızca olduğunu düşünebiliyorlar. İstenmeyen düşüncelere sahip oldukları için onları gerçekleştirme amacıyla eyleme geçeceklerinden endişelenebiliyorlar. Bu durumda, düşünceye sahip olmanın korkulan eylemi gerçekleştirmekle eş olduğunu düşündüklerini söyleyebiliyoruz. Bu düşünce çarpıtmasına “düşünce-eylem kaynaşması” deniyor. Örneğin, “Kıyafetlerimi herkesin içinde çıkarmaktan endişe ediyorum. O zaman bunu her an yapabilirim.” düşüncesinde “düşünce-eylem kaynaşmasını” görebiliyoruz. Bu tip düşüncelerin yarattığı endişe karşısında kişi, onları zihninden uzaklaştırmaya veya bastırmaya çalışabiliyor. Kompulsiyonlar geliştirerek bu davranışları yapmadığından emin olmaya çalışabiliyor veya bu davranışların meydana gelmesine sebep olabilecek ortamlardan kaçınmaya başlayabiliyor.
Yapılan araştırmalar, kaçınma davranışının obsesif kompulsif bozukluğun önemli bir özelliği olduğunu gösteriyor. Kişiler, obsesyonlarının tetiklenmesine engel olmak için aktivitelerini kısıtlayabiliyor. Bu da günlük yaşamlarında, aile ilişkilerinde, sosyal hayatlarında ve iş ortamlarında sorunlara neden olabiliyor. Ortak tuvaletleri kullanmamak, kesici aletlere dokunmamak, bir çocukla yalnız kalınmadığından emin olmak gibi davranışlar örnek olarak gösterilebilir.
Obsesif kompulsif bozuklukta sıkça görülen obsesyon ve kompulsiyonlar arasında temizlikle ilgili endişeler, mikroba temas etme korkusu, kendine ve başkalarına zarar verme korkusu, güvence arayışı, rahatsız edici cinsel düşüncelerle mücadele, dini kaygılar ve simetri arayışı yer alıyor. Bu konular bazen kişinin hayatında o kadar fazla yer kaplıyor ki fiziksel sağlıkla ilgili sorunlara da yol açabiliyor. Örneğin, kişi mikrop kapmaktan endişeleniyorsa sağlık kontrollerini aksatmaya başlayabiliyor ya da aşırı yıkama nedeniyle dermatolojik problemler yaşayabiliyor.
“Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusunu cevapladığımız bu bölümü tamamlamadan önce altını çizmek istediğimiz bir diğer nokta da obsesif kompulsif bozukluğa sahip olmanın utanılacak bir şey olmadığı ve tedaviyle çok olumlu sonuçlar alınabildiği. Eğer belirttiğimiz durumları yaşadığınızı düşünüyorsanız bir uzmana danışabilirsiniz. Obsesif kompulsif bozukluğun hayatınız üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu unutmayın.
Cinsel Obsesif Bozukluk Nedir?
Obsesif kompulsif bozukluğu karakterize eden bir diğer durum da istenmeyen, kişiye rahatsızlık veren hatta tiksindiren düşüncelerin zihni işgal etmesi olarak görülüyor. Bu düşünceler, genellikle toplum tarafından tabu olarak nitelendirilen konular oluyor. İstenmeyen işgalci düşüncelere maruz kalan insanlar zihinlerinde canlanan eylem veya görüntüleri gerçekleştireceklerinden korkar hale geliyorlar. Aynı zamanda bu düşüncelerin kendilerinin korkunç biri oldukları anlamına geldiğini düşünebiliyorlar. Bu nedenle de istenmeyen düşüncelere sahip olan obsesif kompülsif bozukluğa sahip kişiler, tedavi arayışında bulunmaktan geri çekiliyorlar. Bu düşüncelere sahip olmanın onların sapkın, şiddet yanlısı ya da bir suçlu gibi göstereceğinden endişe ettikleri için yardım almayarak ömür boyu bu rahatsız edici düşüncelere maruz kalabiliyorlar. Beynimiz saniyeler içerisinde birçok düşünce yaratma becerisine sahip ve her düşüncemiz bizimle ilgili bir anlam ya da uyarı taşımıyor. Bir düşünce ne kadar korkutucu ya da tiksindirici olursa olsun bu, o düşüncenin gerçek olmasını istediğimiz anlamını taşımıyor. Unutmayalım ki obsesif kompulsif bozukluk bir dürtü problemi olarak nitelendirilmiyor. Bu nedenle obsesif kompulsif bozukluğa sahip kişiler bu düşüncelerle ilgili eyleme geçme konusunda bir risk taşımıyorlar. Aksine bu düşünceler kişisel değerleriyle o kadar ters bir şekilde ortaya çıkıyor ki onların gerçek olma ihtimali bile bu kişilerde yüksek bir kaygıya neden oluyor. Yani buradaki sorun kontrol edememe probleminden öte aşırı bir kontrol, çok doğru ve iyi olma ihtiyacı olarak karşımıza çıkıyor.
Obsesif kompulsif bozukluktaki istenmeyen düşünceler ve imgeler arasında cinsel temalar, sık sık ortaya çıkıyor. Cinsel obsesyonlar aileden birine, hayvanlara ya da çocuklara karşı cinsel bir saldırıda bulunma, partneri aldatma, arkadaşlarla ilgili cinsel dürtülere sahip olma ya da cinsel yönelimle ilgili kaygıları içeriyor. Bu noktada tekrar yukarıda incelediğimiz “düşünce - eylem kaynaşması” ortaya çıkıyor. Kişiler bu düşüncelerin ya da görüntülerin akıllarına gelmesinden dolayı sanki eyleme geçmişçesine suçluluk hissedebiliyorlar. Halbuki zevk sağlayan cinsel istek ve fantezilerin aksine cinsel obsesyonlar yoğun korku, endişe, utanç, tiksinti ve suçluluk duygusuna neden oluyor. Bu olumsuz hislere rağmen kişi yine de bir gün eyleme geçebileceği ihtimalinden büyük korku duyuyor. Kendine “Böylesine korkunç bir düşüncenin aklıma gelmesi benim hakkımda ne söylüyor?” ya da “Harekete geçme düşüncesi bile beni tiksindirse de bir gün kontrolü kaybedip eyleme geçmeyeceğimden nasıl emin olabilirim?” gibi sorular sorabiliyor.
Kompulsif ve kaçınmacı davranışları cinsel obsesyonlarla birlikte de sıklıkla görebiliyoruz. Bu tür bir obsesyonla mücadele eden kişiler uygunsuz bir davranışta bulunma korkusuyla çocuklarla hatta kimi zaman kendi çocuklarıyla bile yalnız kalmaktan kaçınabiliyorlar. İstenmeyen düşünceleri engellemek için fimlerden, dizilerden ve insanlardan uzak durabiliyorlar. Cinsel olarak yanlış bir davranışta bulunmadıklarından emin olmak için anılarını tekrar tekrar düşünebiliyor, uyarılmadıklarından emin olmak için genital bölge kontrolü yapabiliyor ya da yanlış bir şey yapmadıklarını başkalarından duymaya ihtiyaç duyabiliyorlar.
Cinsel obsesyonlar hakkında konuşmak ve yardım almak zor olsa da diğer tüm obsesyonlar gibi bunlar da istemimiz dışında zihnimizde beliren düşünce ve imgeler. Araştırmalar kimliğimizle, değerlerimizle ya da ahlakımızla ilgili bir anlam ifade etmediklerini, aksine bu konularda eyleme geçmekten ciddi anlamda korktukları ve tiksinti duydukları için bu kişilerin böyle eylemlere çok daha az geçtiklerini gösteriyorlar.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Belirtileri
“Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusuna kapsamlı bir cevap vermek adına belirtilerin neler olduğunu bilmek yararlı olabiliyor. Obsesif kompulsif bozukluk temel olarak iki belirtiyle kendini gösteriyor: obsesyonlar ve kompulsiyonlar. Klinik olarak tanı koymak için bir kişinin obsesyon ve/veya kompulsiyonlara sahip olması ve bunların kişinin gününün en az 1 saatini kaplaması gerekiyor. Çoğu zaman bir kişide iki belirti birden bulunsa da yalnızca obsesyona veya yalnızca kompulsiyona sahip kişiler de olabiliyor. Belirtileri daha iyi tanımak adına aşağıda obsesif kompulsif bozuklukta görülebilen tüm belirtileri ve belirtilere ait örneklerini sizler için derledik.
- İstenmeyen, rahatsız edici ve zihni işgal eden obsesyonların varlığı,
- Kaygıyı ve stresi azaltmak adına tekrarlayan davranışlar ve zihinsel eylemler olan kompulsiyonların varlığı,
- Obsesyon ve/veya kompulsiyonların günde en az bir saat olmak üzere kişinin önemli bir vaktini alması,
- Obsesyonlar ve/veya kompulsiyonlar nedeniyle işlevsellikte bozulmalar,
- Rahatsız edici düşünceler üzerinde uzun uzun düşünme (ruminasyon) ve dikkati bu düşüncelerden başka bir yere çevirmekte zorlanma,
- Özellikle kaygının aşırı bir hal aldığı zamanlarda endişeli hissetmekten kaçınmak adına zaman alan rutinleri ya da katı süreçleri takip etme ihtiyacı,
- Obsesyonları tetikleyebilecek durumlardan kaçınma.
“Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusuna daha somut bir anlayış geliştirmek isterseniz aşağıdaki örnekleri inceleyebilirsiniz.
Obsesyon örnekleri:
- İnsanlar veya çevre tarafından gelen bir şeyin bulaşması korkusu
- Rahatsız edici cinsel düşünceler veya görüntüler
- Dini takıntılar
- Kendine veya sevdiklerine saldırganca davranma korkusu
- Düzen ve simetri ile ilgili aşırı endişe
Kompulsiyon örnekleri:
- Aşırı veya ritüelleştirilmiş bir şekilde el yıkama
- Ev eşyalarının tekrar tekrar temizliği
- Bir şeyleri belirli bir şekilde sıralamak veya düzenlemek
- Kilitleri, ocakları, elektronik aletleri, camları vb. sürekli kontrol etme
- Sürekli olarak onay veya güvence arama
- İçten veya sesli bir şekilde sayı sayma ritüelleri
Obsesif Kompulsif Bozukluk Şizofreniye Dönüşür Mü?
Obsesif kompulsif bozukluğun tedavi edilmediği durumlarda şizofreniye dönüştüğünü kanıtlayan bir araştırma literatürde yer almıyor. Bununla birlikte şizofreni veya bipolar bozukluk gibi mental sağlık sorunlarına sahip kişilerin obsesif kompulsif bozukluğa sahip olma riski daha fazla oluyor. Daha iyi açıklamak gerekirse obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler, genel popülasyonla karşılaştırıldığında iki grubun da şizofreni geliştirme risklerinin eşit olduğu görülüyor. Yani obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni riskini artırıcı bir etkiye sahip olmuyor. Bununla birlikte şizofreni üzerine yapılan çalışmalar, şizofreni tanısı konan kişilerin obsesif kompulsif davranışlar sergilemeye daha eğilimli oldukları bilgisini bizlere veriyor.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi
Obsesif kompulsif bozukluk, onu deneyimleyen kişiler için yıpratıcı ve oldukça olumsuz etkileri olan bir mental sağlık sorunu olsa da günümüzde geliştirilen tedavilerle olumlu adımlar atmak ve sağlıklı bir yaşama kavuşmak mümkün. Birçok kişi etiketlenme, yanlış anlaşılma, utanç veya suçluluk duyguları gibi sebeplerden dolayı tedavi almaktan çekinebiliyor. Fakat bu konuda uzman psikiyatr ve psikologlar, rahatsız edici düşüncelerin karakterimizle ilişkili olmadığının farkında oluyorlar ve iyilik halimizi yakalamak için bizlere yardımcı olabilecek tedavi yöntemlerine sahipler. Bu nedenle “Obsesif kompulsif bozukluk nedir?” sorusunun cevabını verirken yukarıda incelediğimiz belirtilerin sizde veya bir yakınınızda olduğundan şüpheleniyorsanız bir uzmandan yardım almak oldukça faydalı olabilir. Obsesif kompulsif bozuklukta kullanılan başlıca tedavi yöntemlerini sizler için aşağıda detaylandırdık.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi bize iyi gelmeyen düşünce kalıplarını düzeltmemizde ve daha işlevsel ve sağlıklı davranışlar edinmemizde yardımcı olmayı hedefleyen bir terapi türü. Bu terapi yöntemiyle bize yararı olmayan olumsuz düşüncelerimizin farkına vararak yaşadığımız zorluklarla ilgili daha etkili başa çıkma yolları bulabiliyoruz.
Maruz Bırakma ve Tepki Önleme Terapisi
Adına ilk baktığımızda bu terapi yöntemi kulağa korkutucu gelebiliyor fakat maruz bırakma ve tepki önleme terapisi araştırmalarda olumlu etkileri defalarca kanıtlanmış bir terapi yöntemi. Aslında bu terapi, bilişsel davranışçı terapi alanının içinde bulunuyor. Terapide temel olarak hedeflenen, bireyin onu kaygılandıran somut veya soyut durumlarla en az kaygı verenden başlayarak, herhangi bir kompulsif davranış sergilemeden yüzleşmesi oluyor. Daha sonra deneyimin düşünüldüğü kadar kötü veya tehlikeli olup olmadığı değerlendiriliyori. En az kaygı veren düşünceden başlayarak danışanın ritmine, ihtiyaçlarına ve iyilik haline göre biraz daha kaygı veren düşünceye geçilmesi amaçlanıyor. Günümüzde yapılan araştırmalar, bu terapi yönteminin obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde olumlu sonuçlar verdiğini gösteriyor.
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisi de obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde terapiye destek amacıyla veya terapi alamayan bireylerin tedavisinde kullanılmak üzere tercih edilebilen etkili bir yöntem olarak gösteriliyor. Burada altını özellikle çizmemiz gereken nokta, bu tür ilaçların mutlaka lisanslı bir ruh sağlığı uzmanı tarafından verilmesinin ve takip edilmesinin gerekliliği.