Relate İndir, İyi Hissetme Yolculuğuna Hemen Başla!

Sessiz İstifa Nedir? Nasıl Önlenir?

Sessiz İstifa Nedir? Nasıl Önlenir?

15/12/2022
Yazan:
Psikolog Alara Tanfer
Düzenleyen:
Psikolog Rengim Lal
Sessiz İstifa Nedir? Nasıl Önlenir?

Sessiz İstifa Nedir?

Sessiz istifa, çalışanların gerçekte istifa etmediği ancak gelişim ve ilerleme fikirlerinden vazgeçtiği duruma verilen isimdir. Bu durumdaki çalışanlar asgari görevlerini yerine getirirler ancak maddi veya manevi karşılık almadıkları işlerle ilgilenmezler. Aynı zamanda çalıştıkları kuruma olan bağlılık ve aidiyet hislerini de kaybetmişlerdir. Finansal tatminsizlik yaşamalarının yanı sıra iş-özel yaşam dengelerindeki istikrarsızlıktan da etkilenmektedirler. Böyle bir durumda kalan çalışanlar sahte doktor randevularını bahane ederek veya internet sorunu olmadığı halde internet sorunu yaşadıklarını söyleyerek iş ortamından kaçıyor, online toplantılarda mikrofon veya kameralarını kapalı tutarak iletişimi en aza indirmeye çalışabiliyorlar. 

Çalışanın kendini işine bağlı hissetmediği ve artık motive olmadığı bu durum hem iş verenler hem de çalışanlar için yıpratıcı bir süreç olarak iş hayatında günden güne daha fazla hacim kazanıyor.

Resume Builder'ın yaptığı araştırma sessiz istifanın iş dünyasında ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.

  • Araştırmaya göre çalışanların %21'i çok az iş yaparak sessiz istifa ediyor.
  • Sessiz istifa eden 10  çalışandan 8’i aynı zamanda tükenmişlik (burnout) ile mücadele ediyor.

Sessiz istifada bulunan çalışanlar:

  • İşlerini bir zorunluluk olarak görürler.
  • İş yerinde güvende hissetmezler.
  • İş yerinde sağlıklı iletişim kurmakta güçlük yaşarlar.
  • Motivasyon bulamazlar.
  • Sorumluluklardan kaçarlar.

Sessiz İstifanın Nedenleri Nelerdir?

Sessiz istifaya zemin hazırlayan başlıca sebepler çalışanların karşılanmayan ihtiyaçları, anlaşılmayan değerleri, eksik kalan anlam bulma ve aidiyet arayışları etrafında şekillenir.

  • Çalışanların önemsenmediklerini hissetmeleri,
  • Öğrenme ve gelişme fırsatlarının kendilerine verilmemesi,
  • Kendilerini güvende hissetmemesi
  • Ve kurum kültürü ile çalışanların değerleri arasında kopukluk olması 

çalışan bağlılığına zarar vererek sessiz istifaya zemin hazırlar.

Çalışan Bağlılığı Neden Önemlidir ve Nasıl Kaybolur?

Çalışanların iş yerine olan bağlılığı verimliliği artırmaya, daha iyi iş ve müşteri ilişkileri kurmaya ve dolayısıyla şirket üretkenliğine fayda sağlamaya yardımcı oluyor. Çalışanların şirkete bağlılığı, şirket başarısının sürdürülebilirliği için önemli bir konudur. Çalışan bağlılığı azaldığında şirketlerde üretim düşüyor, iş ve müşteri ilişkileri zarar görüyor ve kar oranları azalabiliyor. Sessiz istifanın başlıca sebebi kurumların çalışanlarına karşı insancıl bir yaklaşım benimseyememesi ve çalışanların kuruma olan bağlılığını kaybetmesidir. Peki çalışanlar bağlılıklarını neden kaybederler?

Çalışanların Kendilerini Güvende Hissetmemeleri

Psikolojik güvenlik hissi "bir kişinin görüşlerini, sorularını, endişelerini veya hatalarını dile getirdiği için cezalandırılmayacağına veya aşağılanmayacağına ve ekibin kişiler arası iletişiminin güvenli olduğuna dair sahip olunan inanç”olarak tanımlanır. 

Şirketler çalışanlarının kendilerini rahatlıkla ifade edebilecekleri ve dinlendiklerini hissettikleri bir çalışma ortamı oluşturamazlarsa çalışanların kuruma olan bağlılığı sarsılır, hatta belki de bu bağ hiç kurulamaz. Bu şekilde sağlıklı bir iletişim alanının oluşturulması çalışanların işten ayrılmalarına yol açabilecek sorunları özgürce dile getirmelerini sağlayarak çözüm bulmak için fırsat yaratır. Dinlendiklerini ve anlaşıldıklarını hisseden çalışanlar kurumla sağlam ve uzun vadeli bir bağ geliştirebilirler.

Çalışanların kendilerini güvende hissetmeleri için şirketler:

  • Çalışanlarının istek ve kaygılarını dinlemeli,
  • Yapıcı geri bildirimlerde bulunmalı,
  • Motivasyon düşüklüğünün sebeplerini araştırmalı,
  • Çalışanların bireysel gelişimlerini desteklemelidir. 

Çalışanların İşlerindeki Anlam Arayışının Karşılanamaması

İşte anlamlılık, çalışanların yaptıkları işlerle bir bütüne katkıda bulunduklarını hissettiklerinde ortaya çıkar ve çalışanların kurumla olan bağını güçlendirir. Kurumlar ekiplerinin çalışmalarının şirketin misyon, vizyon ve amacına nasıl katkıda bulunduğunu ve her bir katkının neden önemli olduğunu göstererek görevlerinde anlam bulmalarına yardımcı olmalıdırlar. Yaptıkları işlere katkı sunduğunu hissetmeyen, çalışmanın hangi amaca hizmet ettiğini anlamayan ve diğer çalışanlarla ortak bir hedefte buluşamayan çalışanlar bağlılık hislerini hızla kaybederek gelişim ve ilerleme arzularından vazgeçiyorlar. 

Çalışanların işlerinde anlam bulmalarının bir diğer yolu da şirkete daha fazla katkıda bulunmalarını sağlayacak ve kişisel gelişimlerini destekleyecek bir çalışma ortamında olmalarıdır. Örneğin, sosyal sorumluluk projelerini destekleyen şirketlerin çalışanları dünyayı daha iyiye doğru değiştirmeye yardımcı olduklarını hissedip işlerinde anlam ve amaç bulabilirler. Aynı zamanda hem şirkete hem de topluma yaptıkları katkılardan tatmin olurlar. 

Bu tür sosyal sorumluluk projeleri: 

  • şirket içinde konuşma kültürünü geliştirir, 
  • güven ortamını ve örgütsel adalet duygusunu destekler, 
  • psikolojik güvenlik hissini sağlar 
  • ve en önemlisi ortak bir kurum kültürü yaratarak çalışanların aidiyet duygularını geliştirir.

Şirketin ve ortak hedeflerin bir parçası olduğunu hisseden çalışanlar daha fazla sorumluluk alarak şirketin gelişmesine katkıda bulunurlar. 

Çalışanların Psikolojik Elverişliliklerinin Göz Ardı Edilmesi

Psikolojik elverişlilik, bir çalışanın iş yapmaya psikolojik, fiziksel ve duygusal olarak ne kadar hazır olduğu ile ilgilidir. Araştırmalar, çalışan psikolojisinin çalışmaya elverişli olmasının iş hayatı dışındaki olaylardan da en az iş ortamındaki değişkenler kadar etkilendiğini göstermektedir. Psikolojik güvenliğin sağlanması, çalışanların psikolojik sağlığına verilen önem sayesinde elde edilir. Bu bağlamda şirketler refah seviyesini artırmak için çalışanlarının iyilik hallerine özen göstermeli ve kendilerini tükenmiş hissedip hissetmediklerine dikkat etmelidirler. İş yerinde oluşturulabilecek ritüeller ile çalışanların kişisel ve psikolojik gelişimleri desteklenebilir. İyilik hali düşük olan çalışanların kendilerini işlerine yüzde yüz vermesi çok da mümkün olmamaktadır. İhtiyaç ve duygularının göz ardı edildiğini hisseden çalışanlar, bağlılık hislerini kaybederek çözümü sessiz istifada bulurlar.

Pandeminin Çalışma Hayatı Üzerindeki Etkileri

Covid-19 pandemisi tüm dünyada çalışma dinamiklerini ve çalışma ortamlarında aranan özellikleri değiştirdi. Çalışma koşullarının yetersizliği, maddi kazançtan, yönetimden ve liderlikten memnun olmama gibi yıllardır var olan temel sorunları daha da artırdı. 

İş-özel yaşam dengesi kavramı önem kazandı ve buna uyum sağlayamayan ve yeni ihtiyaçları göz ardı eden kurumlarda sessiz istifa edenlerin oranı her geçen gün arttı. İş hayatındaki bu pandemi sonrası değişim dönemine ayak uyduramayan kurumlar ise kapsamlı değişikliklere giderek çalışanlarının iyilik hallerine verdikleri önemi kar ve üretime verdikleri değerle eş değer bir konuma getirmek üzere çalışmalara başladılar. 

Bu değişimler çalışanları iş ve özel yaşamlarını bir bütün olarak ele almaya itti. İş yalnızca ücret alınan veya bir kariyer sahibi olmak için yapılan bir şeyden çıktı. Rutin iş faaliyetleriyle uğraşan ve bir yandan da anlam ve amaç arayan insanlar kapsayıcı ve insancıl ilkelerin benimsendiği çalışma ortamları yaratmaya başladılar. 

Sessiz İstifa Önlenebilir Mi?

Bu soruya en anlamlı cevabı Resume Builder’ın yaptığı araştırma veriyor: Sessizce istifa edenlerin %91'i aslında daha fazla çalışmaya teşvik edilebileceklerini söylüyorlar!

Kurumlar çalışanlarına birey olarak değer verdiklerinde, çalışmaları için onları takdir ettiklerinde ve iyilik hallerini destekleyici adımlar attıklarında sessiz istifa oranının azaldığı görülüyor. 

Peki şirketler sessiz istifayı önlemek için nasıl adımlar atabilirler?

  • Stresi azaltın: İş yerinde psikolojik güvenlik hissinin stresi azalttığı ve tükenmişliği engellediği görülüyor. Bunun en büyük sebebinin, çalışanların kendilerini güvende hissettikleri bir ortamda endişelerini erken dile getirme ve desteğe erişme olasılıklarının daha yüksek olması ve dolayısıyla küçük sorunların büyük sorunlara dönüşmeden çözülebilmesi olduğunu görüyoruz. Araştırmalar aynı zamanda psikolojik güvenlik hissinin ve düşük stresin ekip üyelerinin daha büyük riskler almasını sağlayarak daha iyi ve inovatif işler ürettiklerini gösteriyor. 
  • Ekip aktivitelerini destekleyin: Çalışanların birbirleriyle sadece iş üzerine konuşmak yerine birbirlerini tanımaları, iş arkadaşlıkları geliştirmeleri ve birlik duygusu kazanmalarının teşvik edilmesi çalışanların sosyalleşmesini sağlayarak iyilik halini artırıyor. Bunun için ekip aktiviteleri düzenlenebilir ve herkesin katılımı rica edilebilir. Bu tür aktiviteler hem çalışanlar arasındaki iletişimi geliştiriyor hem de çalışanların nefes almaları için bir alan yaratıyor. Doğa yürüyüşüne gitmek, piknik yapmak, grup oyunları oynamak, özel günleri kutlamak gibi aktiviteler ekip içi bağlılığın gelişimine katkı sağlar.
  • Destek sunun: Çalışanlara iyilik hallerine ulaşmaları için destek alabilecekleri bir şirket psikoloğu ya da destek programı sağlamak psikolojik elverişliliklerini artırabilir. Şirketlerde bir danışman veya destek programı olsa bile çalışanlar bu hizmetlerden habersiz olabilecekleri, bunlara erişemiyor olabilecekleri ya da çalışma arkadaşları tarafından olumsuz algılanmaktan korkuyor olabilicekleri için bu programların teşvik edilmesi önemli oluyor. İş yerinde güven verici bir ortam sağlanması için şirket tarafından sunulan bu programlar ve danışmanlık hizmetleri hakkındaki farkındalık artırılmalıdır.
  • İş ve özel yaşam dengesini teşvik edin: Çalışanların özel hayatları ve iş hayatları arasında bir denge kurmaları teşvik edilmelidir. Özel yaşamına, sevdiklerine, hobilerine ve sağlığına vakit ayıramayan bir çalışan işte de verimli olamaz. Herhangi bir çalışanın dengesinin bozulduğu fark edilirse kendisine vakit ayırması ve dinlenmesi desteklenmelidir.
  • Yapıcı geri bildirimleri teşvik edin: Samimi ve yapıcı geri bildirimler iş yerlerinde hayati önem taşıyor. Ancak güvenin düşük olduğu ortamlarda dürüst ve eyleme geçirilebilir geri bildirimler paylaşmak da zor olabiliyor. Kişiler arası iletişime önem verilen ve çalışanların kendilerini ifade ederken güvende hissettikleri ortamlarda ise geri bildirim kolayca paylaşılabilir ve yapıcı oluyor. Bu da iş yerinde daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlıyor.
Bu ve benzeri konularda daha fazla bilgi edinmek için şimdi kendine Relate üyeliği hediye et! Hemen edindiğin bilgileri hayatına uygulamaya ve daha iyi hissetmeye başla.
RELATE'İ ÜCRETSİZ İNDİR

Diğer Blog Yazılarımız:

DİĞER YAZILAR