Bağımlılık Nedir?
Bu yazımızda “Bağımlılık nedir?” sorusunu kapsamlı bir şekilde ele almaya çalışacağız. “Bağımlılık nedir?” diye düşündüğümüzde gözümüzde alkol ve madde kullanımı konusunda öz kontrolünü büyük ölçüde kaybetmiş kişiler ve bu maddeleri kullandığı için hayatındaki birçok alanı olumsuz etkilenen kişilerin yaşadığı durumlar canlanabiliyor. Gerçekten de bağımlılık beraberinde birçok olumsuz deneyimi getirebiliyor.
Ancak “Bağımlılık nedir?” sorusunu sadece spesifik bir şey üzerinden açıklayamıyoruz. Çünkü birçok farklı maddeye, nesneye, aktiviteye bağımlılık geliştirmemiz mümkün. Bağımlılık oldukça karmaşık bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü herhangi bir maddenin kullanımının veya deneyimin bağımlılığa dönüşmesi genetik yatkınlığın, kişinin psikolojik durumunun, madde ya da uyaranın erişilebilirliğinin, çevresel faktörlerin, aile ve arkadaşların etkisinin etkileşimleri sonucunda gerçekleşebiliyor. Bağımlılığın genetik, nörobiyolojik, psikolojik, sosyal ve toplumsal birçok yönü bulunduğu için bütüncül bir şekilde tedavi edilmesi oldukça önemli.
“Bağımlılık nedir?” sorusunu, bir kişinin kendisi için olumsuz sonuçlar yaratsa da ödüllendirici etkilerinden dolayı bir maddeyi kullanmaya ya da bir davranışı göstermeye devam etmesi olarak cevaplandırabiliyoruz. En yaygın bağımlılıklar arasında nikotin, alkol ve kafein yer alıyor. Bunun dışında kokain ve opioidler de sık bağımlılık geliştirilen uyuşturucu maddeler arasında bulunuyor. Bağımlılık; kumar oynama, internet kullanımı, alışveriş yapma, cinsel aktivite gibi davranışları da kapsayabiliyor.
Bağımlılık Belirtileri Nelerdir?
“Bağımlılık nedir?” sorusunu genel anlamda ele aldık. Bağımlılıkların temelinde kişinin bir maddeyi sürekli ve yineleyici bir şekilde kullanması ya da bir davranışı sürekli tekrarlaması ve bu durumun kişinin yaşamında sıkıntı ve bozulmalara neden olması yer alıyor. Kişilerin oradan sağladığı ödül sebebiyle o maddeyi kullanmayı bırakamaması veya o davranıştan bir türlü vazgeçememesi de bağımlılığın temelinde bulunuyor. “Bağımlılık nedir?” sorusunu daha iyi anlamak için belli semptomların varlığını da bilmemiz gerekiyor. Bağımlılığa klinik olarak bir tanı koyabilmek için kişide aşağıda belirttiğimiz kriterlerden en az ikisinin görülmesi gerektiği belirtiliyor:
- Kişi başta amaçladığından daha uzun süre boyunca veya daha fazla miktarda bir maddeyi kullanıyor, bir aktivitede bulunuyorsa,
- Kişi kullandığı maddeyi ya da yapılan davranışı azaltmayı istiyor ya da azaltma girişimlerinde başarısız oluyorsa,
- Kişinin maddeyi kullanmak ya da o aktivitede bulunmak için uğraşması ya da bu kullanımdan veya aktiviteden kurtulması çok zaman alıcı oluyorsa,
- Kişi maddeyi kullanmak ya da aktivitede bulunmak için kontrolünü elinden alacak ölçüde yoğun bir istek ve arzu duyuyorsa,
- Kişi için maddeyi kullanmak ya da aktivitede bulunmak ev, iş ve okuldaki sorumlulukların aksamasına neden oluyorsa,
- Maddenin kullanımı veya o aktivitede bulunulması kişinin hayatında sosyal ya da kişiler arası sorunlara neden olsa da kişi bu durumu sürdürmeye devam ediyorsa,
- Kişinin önemli sosyal, iş veya eğlence aktivitelerine katılımı azalıyor ya da duruyorsa,
- Fiziksel olarak riskli olsa da kişi maddeyi kullanmaya devam ediyorsa,
- Kişi kendisinde fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açtığını ya da hali hazırda olan sorunlarını kötüleştirdiğini bilse de maddeyi kullanmaya devam ediyorsa ve
- Kişide maddeye karşı tolerans gelişiyorsa, yani istenen etkiyi alabilmek için kişi daha fazla miktarda madde kullanıyorsa ya da aynı miktardaki maddeden öncesine göre belirgin şekilde daha az etki alıyorsa
bağımlılıktan bahsetmemiz mümkün oluyor.
Bağımlılığın ne kadar ciddi olduğunu mevcut semptomların sayısı ve yoğunluğu belirliyor. İki ya da üç semptom deneyimlenmesi genellikle hafif düzeyde seyreden bir duruma işaret ediyor. Dört ya da beş semptoma sahip olmak orta düzeyde bir bozukluğu gösteriyor. Kişi altı ya da daha fazla semptom yaşıyorsa durum daha ciddi düzeyde bir bozukluğu belirtiyor.
“Bağımlılık nedir?” sorusunu ve bağımlılığın belirtilerini biraz daha ayrıntılı bir şekilde açıklamaya çalıştık. Peki, bağımlılık deyince zihnimizde belki de en hızlı şekilde beliren bağımlılıklar neler oluyor? Bunların başında genellikle alkol bağımlılığı geliyor.
Alkol Bağımlılığı
“Bağımlılık nedir?” sorusunu alkol bağımlılığı özelinde cevaplandırmak önemli duruyor çünkü bu soruyu duyan birçok kişinin zihninde ilk olarak alkol canlanabiliyor. Alkol bağımlılığı ve alkol kullanım bozukluğu daha yaygın olarak gözlemlenen bir bağımlılık olarak karşımıza çıkıyor. Alkol kullanım bozukluğu, alkol bağımlılığını kapsarken kişinin alkol tüketme davranışının kontrolünü kaybetmesi, fiziksel ve psikolojik sağlığına zarar vermesi, sosyal ve iş hayatının olumsuz yönde etkilenmesi ile de ilişkili görülüyor. Alkol kullanım bozukluğu yetişkin erkeklerde %12.4 oranında gözlemlenirken kadınlarda bu oranın %4.9 olduğu ama kadınlar için de bu oranın zamanla yükseldiği belirtiliyor. Araştırmalar, kadınların alkolün zararlı etkilerine erkeklerden daha duyarlı olabileceklerini gösteriyor. Alkol bağımlılığının yaygın olarak kırk yaşından önce geliştiği düşünülüyor.
Alkol bağımlılığı ciddi sonuçları olan bir rahatsızlık. Alkol bağımlısı olan kişilerin beyinlerinin yapısının değiştiği birçok çalışma tarafından gösteriliyor. Bu etkiler kişinin ne kadar alkol kullandığına bağlı olarak değişebiliyor. Günlük kullanımı daha fazla olan kişilerin beynindeki değişimler de daha yoğun oluyor.
Alkol bağımlılığı üstesinden gelmesi zorlayıcı bir deneyime dönüşebiliyor. Yıllarca içmeyen kişiler kendilerini bir tetikleyiciye maruz kaldıklarında tekrar alkol alırken bulabiliyor. Alkol bağımlılığının meydana gelmesi için herkesin farklı bir miktara ihtiyacı olabiliyor çünkü herkesin tolerans seviyesi birbirinden farklı. Ancak ortalamaya baktığımızda alkol türünden bağımsız olarak erkeklerde günde 7’den fazla, kadınlarda ise günde 4’ten fazla alkol tüketiyor olmak alkol bağımlılığına işaret ediyor.
Alkol Bağımlılığı Belirtileri
Eğer kişi alkol tüketme davranışını kontrol edemiyorsa ve belli bir süre boyunca ayık kalamıyorsa alkol bağımlısı olma ihtimali gündeme geliyor. “Bağımlılık nedir?” sorusunu doğru bir şekilde anlamak için farklı bağımlılık türlerinde bunu kendimize yine sormamız gerekiyor. En doğru cevabı ise semptomlar üzerinden verebiliyoruz. Alkol bağımlılığının semptomları arasında:
- Günlük davranışların alkole erişim ve alkol kullanımı üzerinden şekillenmesi, günlük davranış çeşitliliğinin daralması ve tekdüze hale gelmesi,
- Alkol kullanımının önceliklendirilmesi, aile ve iş gibi yaşam alanlarının kişi için daha sonra gelmesi,
- Kullanırken görmek istenilen etki için alkol miktarının ve/veya kullanım sıklığının zaman içerisinde artmış olması (tolerans gelişimi), eskiden alınan miktarın aynı etkiyi verememesi,
- Kullanılmayan zamanlarda yoksunluk yaşanması, bu belirtileri deneyimlememek için kişinin alkol kullanmaya devam etmesi,
- Alkol kullanılmadığı zamanlarda tekrar içme isteğinin duyulması (aşerme) ve bu isteği kontrol etmekte güçlük çekilmesi,
- Uygun olmayan zamanlarda alkol kullanımının artması, örneğin iş yerinde alkol almak ya da kahvaltıda güne alkol ile başlamak,
- Sosyal çevrenin zamanla değişmesi, kişinin daha çok alkol tüketen kişilerle zaman geçirmesi,
- Alkol aldığını diğer insanlardan saklama ihtiyacının artması,
- İşlevselliğinin alkole bağlı olduğunu hissetme,
- Duyguların ani ve hızlı dalgalanması,
- Alkol sebebiyle iş hayatının, sosyal hayatın ve aile ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi, örneğin işten atılmak yer alıyor.
Bunlara ek olarak alkol bağımlısı olan kişiler alkol zehirlenmesi deneyimleyebiliyorlar. Alkol zehirlenmesi kanımızdaki alkol oranının çok fazla arttığı durumlarda meydana geliyor. Alkol zehirlenmesi yaşadığımızda hem davranışlarımızda hem de zihnimizde değişimler yaşanıyor. Değişken bir ruh haline giriyor ve uygun olmayan davranışlarda bulunuyoruz. Konuşmakta zorlanıyoruz, dilimizin dönmediğini hissediyoruz, kelimeleri ağzımızda geveliyor gibi görünebiliyoruz. Koordinasyonumuz zarar görüyor ve yürümekte zorlanabiliyoruz. Çevremizdekiler bizi yolda bir sağa bir sola sallanırken görebiliyor. “Blackout” dediğimiz hatırlamadığımız zamanlar olabiliyor. Bu karanlık anlarda ne yaptığımıza dair en ufak bir fikrimiz olmayabiliyor. Kandaki alkol oranının çok artması sonucunda bayılmalar, koma ve hatta ölüm yaşanabiliyor.
Alkol yoksunluğu da alkol bağımlılığında özellikle öne çıkıyor. Alkol yoksunluğu, alkol kullanımı çok fazlayken bir anda bıraktığımızda ortaya çıkıyor. Yoksunluk belirtilerinin başlangıcı kişiden kişiye göre değişebiliyor. Kimilerinde son alkol kullanımından 5-6 saat sonra ortaya çıkarken kimilerinde günler sonra başlayabiliyor. Yoksunluk belirtileri arasında terleme, hızlı kalp atışı, el titremesi, uyku problemleri, kusma, mide bulantısı, halüsinasyon, huzursuzluk, ajitasyon, kaygı ve nöbetler yer alıyor.
Bu semptomların varlığı bize alkolü merkezimize aldığımızda “Bağımlılık nedir?” sorusunun cevabını veriyor. “Bağımlılık nedir?”in cevabını aldıktan sonra ise tedavinin nasıl ilerlediğini anlamamız gerekiyor, unutmamak gerekiyor ki hiçbir bağımlılık umutsuz vaka değildir!
Alkol Bağımlılığı Tedavisi
“Bağımlılık nedir?” sorusu kadar “Bağımlılığın tedavisi nedir?” sorusu da önem taşıyor. Alkol bağımlılığına baktığımızda tedavi sürecine başlamak için kişi ve yakınları hastanelere bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak tedavi olabiliyorlar. Alkol bağımlılığının tedavisi için öncelikle alkol bağımlılığı tanısı almış bir kişinin hasta olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Çünkü kişi bağımlı olduğunu kabul etmediği sürece alkol kullanmasında herhangi bir sorun görmeyebiliyor. Bu durum da alkolü bırakma sebebini kendi içinde kabullenmesinin ve motivasyonunu korumasının önüne geçiyor.
Bağımlılık tedavisi kişi ayık olmayı istediği zaman başlıyor. Tedavi süreci ise ömür boyu kendini buna adamayı kapsıyor. İlk akla gelen tedavi yöntemi ise rehabilitasyon. Rehabilitasyon programları yatılı ya da günlük gidilen formda olabiliyor. Bu programların içinde destek grupları da yer alıyor. Destek grupları sayesinde kişi duygusal olarak güçlenebiliyor.
Rehabilitasyondan ayrı olarak da destek gruplarına katılmak mümkün. Bu gruplar sayesinde kurulan arkadaşlıklar ile kişi anlaşıldığını hissettiği, ortak dertleri olduğunu bildiği bir grubun parçası haline geliyor. Bu aidiyet hissi ise psikolojik dayanıklılığı artırıyor.
Alkol bağımlılığında ilaç ve psikoterapi tedavisi de öne çıkıyor. Psikoterapi sürecinde kişiyi bağımlılığa iten içsel ve dışsal faktörler etraflıca değerlendiriliyor. Yeni ve sağlıklı baş etme yöntemleri geliştiriliyor ve alkolü bırakmanın getirdiği stresi sağlıklı bir şekilde yönetme yolları bulunuyor.
Tedavi sürecinin başarılı ilerlemesi için tedavinin hastanın ihtiyaçlarına göre belirlenmesi ve hastanın ailesinin ve arkadaşlarının onu desteklemesi kritik bir öneme sahip. Tedavi sonrası hastalığın tekrarlamaması için hastanın düzenli şekilde takip edilmesi gerekebiliyor. Çünkü tedavinin ardından nüksetme durumu özellikle ilk altı ayda sık görülüyor. Tekrarlama riskini olabildiğince azaltmak için hastanın, hasta yakınlarının ve tedavi ekibinin işbirliği içinde çalışması önemli duruyor.
Madde Bağımlılığı Nedir?
“Bağımlılık nedir?” sorusunu kendimize sorduğumuzda aklıma ilk olarak alkol, ardından ise madde bağımlılığı gelebiliyor. Alkol bağımlılığını ayrıntılı bir şekilde açıkladığımıza göre bu sefer “Bağımlılık nedir?” sorusunu madde bağımlılığını merkezimize alarak cevaplıyoruz.
Madde bağımlılığı, kişinin legal ya da illegal spesifik bir maddeyi kontrolsüz bir şekilde kullanması ve bırakmakta zorlanması durumunu kapsıyor. En yaygın madde bağımlılıkları arasında nikotin ve marijuana yer alıyor. Bunun dışında eroin, metamfetamin, kokain ve esrar da sık görülebilen madde bağımlılıkları arasında. Bu maddelerin uzun kullanımı sonucunda beynimizin yapısı değişiyor. Beynimizin ödül sistemini aktive edebilmek için bağımlı olduğumuz maddeyi almamız gerektiğini hissediyoruz. Bu durum ise maddeyi bırakmamızı zorlaştırıyor.
Madde Bağımlılığı Belirtileri
Madde bağımlılığı hayatımıza ciddi sorunlar getirebiliyor. Bu sebeple yaşanan semptomları öğrenmemiz ve bu konudaki farkındalığımızı artırmamız çok kritik. Madde bağımlılığı kendisini farklı şekilerde belli edebiliyor. Madde bağımlılığı özelinde “Bağımlılık nedir?” sorusunun cevabını bazı belirtiler üzerinden verebiliyoruz. Bu belirtiler arasında;
- Kişinin kendisini fiziksel olarak tehlikeye sokan maddeler kullanması,
- Fiziksel tartışmalara girmesi,
- Kendisine zarar veren kazalar geçirmesi,
- Yasal problemler yaşaması,
- Okulda veya işte devamlılık veya performans problemleri yaşaması,
- Şüphe uyandıran davranışlar sergilemesi,
- Uyku ve yeme düzeninde değişimler yaşaması,
- Kişilik veya davranış değişimleri sergilemesi,
- Duygudurumunda ani değişimler yaşaması,
- Öfke, gerginlik, hiperaktiflik, ajitasyon veya duygu patlamalarının yaygınlaşması,
- Paranoya veya korkusuzluk yaşaması,
- Ani kilo alımı veya kilo kaybı deneyimlemesi,
- Öz bakıma önem vermemesi ve kişisel hijyenin azalması,
- Sıklıkla kanlı gözlerle görülmesi,
- Dağılmış bir izlenim vermesi,
- Titremeler yaşaması,
- Fiziksel koordinasyonunun zayıflaması,
- Eskiden ilgisini çeken hobilere ya da aktivitelere ilgisini kaybetmesi,
- Sosyal ilgi alanlarının değişmesi, farklı sosyal ortamlara girmesi,
- Maddi kayıplar yaşaması ve zorluğa girmesi,
- Madde kullanımına bağlı ilişkisel sorunlar yaşaması yer alıyor.
Öte yandan, madde bağımlılığının bu gizil belirtilerinin ve etkilerinin yanı sıra tanı konması için gereken belli başlı semptomları da bulunuyor. Bu semptomlar birkaç başlık üzerinden değerlendiriliyor:
- Madde kullanımının miktarı: İstenenden daha fazla madde almak,
- Kontrol: Daha az madde kullanmak ya da maddeyi bırakmak istemek ancak başaramamak,
- Zaman: Madde kullanarak çok fazla zaman geçirmek,
- Arzu: Madde kullanmaya dair yoğun bir istek duymak,
- Zorunluluklar: Madde kullanımı sebebiyle işte, okulda veya evde sorumlulukları yerine getirememek,
- Sosyal: Madde kullanımına bağlı sosyal ilişkilerde çatışmalar ve problemler yaşamak,
- Aktiviteler: Madde kullanımı hariç diğer aktivitelere ve hobilere olan ilginin azalması veya böyle aktiviteleri madde kullanmak için kaçırmak,
- Tehlike: Tehlikeli sonuçları olmasına rağmen madde etkisi altında belli eylemlere yönelmek,
- Zarar: Fiziksel veya psikolojik olarak zarar gördüğünün bilinmesine rağmen madde kullanıma devam etmek,
- Tolerans: Aynı miktarda maddenin kullanılmasına rağmen istenilen etkiye ulaşamamak ve bunun için alınan madde oranını artırmak,
- Yoksunluk: Maddenin yokluğunda fiziksel ve zihinsel olarak yoksunluk semptomları yaşamak, örneğin; terlemek, titremek, kusmak, mide bulantısı çekmek, uyuyamamak, halüsinasyon görmek gibi.
Madde Bağımlılığı Tedavisi
“Bağımlılık nedir?” sorusunun cevabı zihnimizde oturduğuna göre madde kullanımı için gereken tedavi yöntemlerine bakabiliriz. Madde bağımlılığının farklı birçok tedavi yöntemi bulunuyor. Bunların başında ise rehabilitasyon merkezleri geliyor. Rehabilitasyon merkezlerinde yatılı bir şekilde kalmak bir seçenek oluyor. Bu merkezlerde özellikle yoksunluk belirtilerinin üstesinden gelinmesi kritik bir öneme sahip oluyor.
Psikiyatrik hastanelere başvurmak da bu süreci sağlıklı ilerletmeye yardımcı olabiliyor. Hastanelerde hastalar genellikle yatılı kalıyor. Her gün belli bir programa sahip oluyorlar. Konuşma terapisi, sanat terapisi, destek grupları, psikoeğitim ve aile terapisi gibi birçok alana aktif katılım sağlayabiliyorlar ve tedavi süreçleri bütüncül bir şekilde ilerleyebiliyor. Bu süreçte ilaç tedavisinin desteği de yadsınamaz. İlaç tedavisi hem yoksunluk belirtileri hem de detoks sonrasında maddeye duyulan ihtiyaç için ayrı ayrı planlanarak ilerleyebiliyor. Hastanelerde hem psikiyatristler hem de psikologlar tedavi sürecinde birlikte çalışabiliyorlar.
Psikoterapi de bağımlılığın tedavisinde önemli bir yer tutuyor. Maddeye duyulan ihtiyaç, bu ihtiyacı besleyen dinamikler ve sağlıklı baş etme yöntemleri seansların konuları arasında yer alabiliyor.