Sürü psikolojisi gerek sosyal medya alanında, gerek politikada gerek günlük yaşamın içerisinde sıklıkla kullandığımız bir kavram. Bandwagon etkisi olarak da adlandırdığımız bu durumun özellikle sosyal ve bilişsel psikolojide önemli bir yeri var. Peki sürü psikolojisi nedir? Sürü psikolojisi etkisi nasıl yayılır? Zararları nelerdir ve bu etkiden korunmak için neler yapılabilir? Bu yazımızda bu sorulara cevap veriyor olacağız.
Sürü Psikolojisi (Bandwagon Etkisi) Nedir?
Sürü psikolojisi; insanların bir davranışı, tutumu, tarzı veya görüşü başkaları bunları benimsedikleri için, kendi inançlarını göz ardı ederek benimsedikleri bir durum olarak tanımlanıyor. Belirli bir davranışı veya tutumu benimseyen kişi sayısı arttıkça diğer insanların da bu gruba katılma olasılıkları artıyor.
Sürü psikolojisinin bir diğer isminin Bandwagon etkisi olmasının nedeni eski bir hikayeye dayanıyor. Bandwagon Türkçe’de bando arabası anlamına geliyor. Geçit törenlerinde insanların bando arabasına atlayarak çalınan müziğin keyfini çıkarmaları teşvik edilirmiş. Bu tür törenleri görenler müzik ve kutlamanın bulaşıcı etkisiyle bando arabasına atlarlarmış. Bu gözlemlerin ardından siyasi kampanyaları düzenleyenler 19. yüzyıldan itibaren adayları eğlendirmek ve aidiyet hislerini artırmak için bando arabalarını kullanmaya başlamış. Bu arabalara katılmayan adaylar ise kendilerini eksik ve bir şeyler kaçırmış gibi hissederlermiş. Zaman içerisinde bu psikolojik gözlem, politikada veya tüketici alışkanlıklarını şekillendirmede insanları belirli bir düşünce veya davranışa itmeye yönelik bir manipülasyon biçimi olarak kullanılmaya başlanmış.
Birçok kişinin aynı davranışı sergilediğini gördüğümüzde hepimiz “Madem pek çok kişi bunu yapıyor, o halde bu iyi ya da kabul edilen şey olmalı.” veya “Bu kadar insan bunu yapıyorsa bir sebebi vardır.” diye düşünebiliyoruz. Hal böyleyken bu davranışın kendi değerlerimize, ihtiyaçlarımıza veya isteklerimize uygunluğuna bakmadan o davranışa katılma eğiliminde oluyoruz.
Sürü psikolojisi uzun yıllardır sosyal psikolojideki çalışmaların temel konularından birini oluşturuyor. Sosyal psikolojiye göre kendi görüş veya davranışlarımızı büyük grupların paylaştığı görüş veya davranışlara yakınlaştırma veya uygun hale getirme eğilimindeyiz. Peki bu eğilimin altında yatan mekanizmalar neler?
Grup Düşüncesi: Sürü psikolojisinin temelinde grup etkisi yatıyor. Herkes aynı şeyi yapıyormuş gibi göründüğünde o davranışa yönelmek ve gruba ait olmak için üzerimizde farkında olmadığımız bir baskı hissediyoruz. Bu nedenle de ne kadar çok insan belirli bir davranışı veya düşünceyi benimserse diğer insanların da bu gruba katılma eğilimi artıyor.
Haklı Olma İsteği: İnsanlar olarak doğamız gereği haklı ve kazanan konumunda olmayı arzuluyoruz. Neyin doğru ve haklı olduğu konusunda bilgi almak ve kendi davranışımızı oluşturmak konusunda da en çok sosyal çevremizden ve diğer insanların eğilimlerinden etkileniyoruz. Eğer birçok kişi bir davranışı veya görüşü benimsiyorsa bunun doğru olacağı izlenimine kapılarak haklı olma isteğimizle birlikte o görüşe veya davranışa doğru yöneliyoruz.
Dahil Olma Arzusu: Dışlanmak veya kendimizi dışarıda hissetmek rahatsız edici bir durum. Malum sözü bile var: “Sürüden ayrılanı kurt kapar.”. Bir topluluk içinde yaşamadığımzda hayatta kalma şansımız azalıyor. Bu nedenle dışlanma korkumuz sürü psikolojisinde büyük bir rol oynuyor. Dışlanmak istemediğimiz için çoğunluğun yaptıklarına ayak uydurmak, onlarla aynı şekilde davranmak ve düşünmek sosyal varlığımızı sürdürmenin bir yolu gibi gözükebiliyor. Ait hissetmeye dair arzumuz toplum tarafından onaylanmak için çoğunluğun benimsediği normları ve tutumları edinmemize neden olabiliyor.
Bilginin kolay ulaşılabilirliği, iletişim kanallarının artması ve bu kanallara erişimin daha kolay hale gelmesi ile birlikte günümüzde gittikçe daha fazla sürü psikolojisine örnek olabilecek durum gözlemliyoruz, hatta belki parçası oluyoruz. Peki sürü psikolojisi nasıl yayılıyor?
Topluluk Etkisi Nasıl Yayılır?
Sosyal bulaşıcılık terimini duymuş muydun? Aslında sürü psikolojisinin yayılmasında bu mekanizma devreye giriyor. Peki sosyal bulaşıcılık nedir?
Sosyal bulaşıcılık; duyguların, davranışların hatta tavırların kimi zaman kimse fark etmeden bir bireyden diğerine yayılmasına deniyor. Bu durumu hızlı bulaşan bir mikroba benzetebiliriz. Fakat bu sosyal bulaşıcılığın hep olumsuz olacağı anlamına gelmiyor! Örneğin, spor ve meditasyonla ilgilenen sosyal medya fenomenlerinin veya toplum tarafından tanınan kişilerin bunu çeşitli mecralarda paylaşmaları takipçilerinin yaşam tarzına spor ve meditasyonu dahil etmelerini sağlıyor.
Sürü psikolojisinin, yani topluluk etkisinin yayılmasında sosyal bulaşıcılık birçok farklı kanaldan ilerliyor. Günümüzde bu kanallar arasından en önemlisinin sosyal medya olduğunu söylememiz mümkün. Bir görüş, davranış, ürün, tutum vb. birçok öğe sosyal medya yoluyla dakikalar içerisinde binlerce kişiye ulaşabiliyor. Bir yandan da sosyal medya toplum tarafından bilinen, siyasetçi, oyuncu, müzisyen, aktör, sporcu, doktor gibi bize ilham veren kişilerin yaşamlarını daha yakından tanımamıza imkan sağlıyor. Bu sayede beğendiğimiz, bize ilham veren kişilerin takipçileri olarak grup halinde onların davranış ve görüşlerine doğru bir eğilim sergileyebiliyoruz. Ya da tam tersi, linç kültürünün bir parçası haline gelebiliyor, bir görüşü veya tutumu tamamen reddeden ve kötüleyen bir grubun parçası da olabiliyoruz.
Sosyal medyanın yanı sıra televizyon veya yazılı yayıncılık gibi geleneksel medya türleri de sürü psikolojisini etkiliyor. Dahil olduğumuz sosyal dernekler, vakıflar veya taraftar grupları gibi oluşumlar da sürü psikolojisinde rol oynuyor.
Zararlar Nelerdir?
Müzik, sinema, moda veya sağlıklı yaşam tarzı gibi popüler kültürün desteklediği akımlarda sürü psikolojisi davranışları çoğunlukla zararsız bir şekilde gerçekleşiyor. Hatta yaşam kalitemizi artırabiliyor ve aidiyet hissimizi güçlendirerek sosyal yaşamdaki varlığımızı kolaylaştırabiliyor. Fakat sürü psikolojisi kimi zaman tehlikeli bir hal de alabiliyor. Saldırgan hareketler ve sözler veya sağlığımızı ilgilendiren durumlarda sürü psikolojisinin büyük zararları olabiliyor. Örneğin, çocuk aşılarıyla ilgili yanlış bilgilerin yayılması ve aşı karşıtlığının bir topluluk hareketine dönüşmesiyle birçok ailenin çocuklarına rutin çocuk hastalıkları aşılarını yaptırmadıkları biliniyor. Aşılara karşı gelişen bu hareketin, yurtdışında yakın zamanda yaşanan bir kızamık salgınının sebebi olabileceği düşünülüyor. Verebileceğimiz bir diğer örnek de linç kültürü. Kimi zaman asılsız bilgilerin yayılmasıyla topluluklar bir kişiyi hedefine alarak karalayabiliyor, saldırganca söz veya davranışlarda bulunabiliyor. Durumun aslı anlaşıldığında ise bazen çok geç kalınmış olunabiliyor.
Sürü Psikolojisi Örnekleri
Aslında yaşamın içindeki örneklere bakmamız sürü psikolojisini daha iyi tanımamıza olanak sağlıyor. Bu örnekler sayesinde sürü psikolojisini daha iyi anlayabiliyor ve zararlı durumlarda topluluk etkisine kapılıp gitmekten kendimizi koruyabiliyoruz. Haydi birkaç örnek inceleyelim:
- Moda: Her yıl yeni bir moda trendi yayılıyor değil mi? Birçoğumuz tarzını kendimize benzettiğimiz ya da örnek aldığımız insanların benzer kıyafetleri tercih etmeye başladığını gördüğümüzde biz de o kıyafetlere çekiliyoruz. Hatta bazen başta o tarzı çok çirkin bulsak da birkaç hafta sonra kendimizi o kıyafetlerin içinde bulabiliyoruz!
- Sosyal medya: Çoğunluğun belirli bir sosyal medya platformunu kullanmaya başladığını gördüğümüzde biz de o platformlara kaydoluyoruz. Bunun örneğini en son Threads uygulaması ile gördük. Üstelik sosyal medyadaki paylaşım ve içeriklerimiz de sürü psikolojisinden etkilenebiliyor ve bu durum kendi otantik sesimizi kaybetmemize neden olabiliyor.
- Beslenme: Dönem dönem yeni bir beslenme şeklinin trend olduğunu ve birçok kişinin onu uygulamaya başladığını, tariflerin ve sosyal medya içeriklerinin o beslenme türüne odaklandığını görmüşsündür. Birçok kişinin aynı beslenme türünü benimsediğini gördüğümüzde biz de doğru yolun o olduğunu düşünerek o beslenme düzenine geçmeye eğilimli oluyoruz.
- Yaşam tarzı: Her dönem yeni bir yaşam tarzı popüler hale geliyor. Sağlıklı yaşam, minimalist yaşam, bohem yaşam… İçinde bulunduğumuz dönemde hangisi öne çıkıyorsa biz de o yaşam tarzını benimseyen gruba dahil olma eğiliminde oluyoruz.
Bandwagon Etkisinden Nasıl Kurtuluruz?
Bandwagon etkisinin, bir diğer ismiyle sürü psikolojisinin hem olumlu hem olumsuz etkileri olabileceğinin altını çizdik. Sosyalliği ve aidiyeti arayan canlılar olarak sürü psikolojisine girmemiz çok anlaşılır. Fakat bir yandan da bu durumun zararlı etkilerinden kendimizi korumayı ve gerektiğinde çoğunluğun dışında kalmayı öğrenmemiz gerekiyor. Peki bunu nasıl yapabiliriz?
- Eleştirel düşünmek: Çoğunluğun her zaman haklı olmayabileceğini hatırlamak bu konuda bize yardımcı olabiliyor. Bir diğer yandan da çoğunluğun söylediğinin doğru olabileceğini ama bizim durumumuz, ihtiyaçlarımız veya hassasiyetlerimiz göz önünde bulundurulduğunda bizim için faydalı olmayabileceğini de aklımızda bulundurmamız gerekiyor. Sahip olduğumuz eleştirel süzgeç en büyük destek kaynağımız!
- Güvenilir bilgiyi aramak: İçinde bulunduğumuz sosyal medya çağında bilgiler doğru veya yanlış olmasına bakılmadan hızla yayılıp geniş kitleler tarafından benimsenebiliyor. Hal böyleyken hatalı, bilimsel gerçekliği olmayan, sağlıksız veya herkes için geçerli olmayan bilgilerin çoğunluk tarafından doğru kabul edildiği durumları görebiliyoruz. Bu nedenle karşılaştığımız bilgi veya trendler karşısında kendi araştırmamızı yapmamız ve bunu yaparken güvenilir, bilimsel kaynakları kullanmamız önem taşıyor.
- Hızlı kararlar almamak: Bazen fikirlerimizin ya da kararlarımızın olgunlaşması için işleri zamana bırakmak da bizleri koruyabiliyor. Kendi araştırmamızı yaptıktan sonra gözlem yapmak veya topluluk baskısından uzaklaşmak için kendimize vakit tanımamız faydalı olabiliyor.